Okuma ve Yazma Güçlüğü (Legasteni olarak da bilinir) tanısında ve müdahalesinde, okuma ve yazma zorluklarını tanımak ve uygun destek sağlamak için bir dizi yöntem bulunur. Tanı ve müdahalede kullanılan bazı yöntemler şunlardır:

Anamnez ve Gözlem: Çocuğun gelişim hikayesi, akademik performansı ve aile ortamı hakkında bilgi toplamak için kapsamlı bir anamnez alınır. Çocuğun sınıftaki ve diğer durumlardaki gözlemleri, okuma-yazma güçlüklerine dair önemli ipuçları verebilir.

Okuma ve Yazma Testleri: Çocuğun okuma becerilerini, yazma becerilerini ve diğer ilgili dil becerilerini değerlendirmek için standartlaştırılmış testler ve prosedürler kullanılır. Bunlar arasında okuma testleri, yazma testleri, fonolojik farkındalık ve işleme hızı testleri bulunur.

Tanısal Kriterler: Okuma ve yazma güçlüğü tanısının, DSM-5 (Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) veya ICD-11 (Uluslararası Hastalıklar Sınıflaması) gibi uluslararası kabul görmüş sınıflandırma sistemlerinde belirlenen belirli tanısal kriterlere dayandığı belirtilmiştir. Çocuğun okuma ve/veya yazma alanında açık bir zorluk yaşaması ve bunun düşük zeka, yetersiz eğitim veya diğer etkenlerle açıklanamaması gerekmektedir.

Veliler ve Öğretmenlerin Katılımı: Okuma ve yazma güçlüğü tanı ve müdahalesi için veli ve öğretmenlerin değerlendirmesi ve geri bildirimi önemlidir. Onlar, çocuğun zorlukları hakkında önemli bilgiler sağlayabilir ve ilerlemeyi gözlemleyebilir.

Bireysel Destek: Okuma ve yazma güçlüğü müdahalesi, çocuğun özel ihtiyaçlarına odaklanır. Çocuğun belirli zorluklarına uygun çeşitli destek önlemleri alınır. Bunlar; yoğun okuma becerilerini geliştirme yöntemleri, yazma stratejileri, okuma akıcılığı eğitimi ve okuduğunu anlama egzersizleri gibi örneklerdir.

Toplu Destek ve İşbirliği: Okuma ve yazma güçlüğü tanı ve müdahalesinde, psikologlar, dil terapistleri, pedagoglar ve doktorlar gibi farklı uzmanların işbirliği gerekebilir. Bu, çocuğa kapsamlı destek sağlamak için gereklidir.

Önlemler ve yöntemler, çocuğun ihtiyacına, yaşına ve bölgesel koşullara göre değişebilir. Ancak, okuma ve yazma güçlüğü yaşayan çocuklara yardımcı olabilmek için erken tanı ve hedefe yönelik destek önemlidir.